Bağımsız denetim Yeminli Mali Müşavirliğimizce yapılmamaktadır.
Çağımız iletişim çağı. Artık hiç bir şey gizli değil. Herkes kimin ne yaptığını aslında çok iyi biliyor. Amacımız vergi kaçırma yöntemlerini yükümlülere tekrar öğretmek değil, toplumsal sorumluluk kapsamında bilgi paylaşımına katkıda bulunmaktır.
Geniş tanımıyla vergi; adı ve gerekçesi ne olursa olsun, “herkesten Kamu giderlerinin karşılanabilmesi için yasalarda belirtilen kurallarla, zor alım gücüyle, karşılıksız olarak belirli oran veya miktarda Devletin aldığı paydır”. Anayasamızdaki bu tanımı biraz açarsak;
Vergi kamu giderlerini karşılamak amacıyla alınır,
Verginin ahlakı yoktur, kuralları vardır ve uygulanması gerekir,
Vergi karşılıksızdır,
Vergi zorla alınır,
Vergi Devletin hükümranlık alanının kapsamını belirler.
Vergi Türkiye’de gelir/kazanç elde eden kişi ve kuruluşlar ile T.C. Yurttaşlarından alınır,
Vergide hukuktan ayrılmak, haksız istisna, muafiyet ve teşvikler vergi adaletini ortadan kaldırarak, vatandaşın Devletine karşı güvenini sarsar.
Verginin gelir, kazanç, harcama, servet, tüketim vergisi adı altında alınması, yöntem olarak harç, resim, sosyal güvenlik kesintisi, bağış vs. şeklinde adlandırılması içeriğini değiştirmemektedir. Vatandaşın istemi dışında Devlete ödediği her şey vergidir. Vergi vatandaş tarafından isteyerek verilen bağış değil, Devletin Devlet olması gereği gelir/kazançtan zorla alması gereken paradır / paydır.
Vergi hukuk devleti olma gereği yurttaşların, şirketlerin, kurum ve kuruluşların elde ettiği gelirlerden Devletin aldığı paydır. Gelir, Kurumlar, Harç, Ceza, Fon, Özel Tüketim Vergisi, Katma Değer Vergisi, Maden Devlet Payı, Ecrimisil, Hizmet Payı, VİV, Emlak Vergisi, Motorlu Taşıtlar Vergisi, Ücret, Faiz vb. 299 çeşit vergi kodu olduğu düşünülürse vergi sisteminin karmaşıklığı, adaletsizliği, haksızlığı kendiliğinden ortaya çıkar. Vergi ve vergilendirmenin görevli ve tarafları;
Firmaların değerlemesi genellikle tartışmalı ve görecelidir. Değerleme firma hedeflerine ulaşma, anlaşmazlıkların önceden tartışılması ve karara bağlanması, piyasa değerinin belirlenmesi açısından önemli ve gereklidir. Firmanın büyüme ve karlılık hedefleri, piyasa payı, genel ekonomik hedefler, firma hedefleri, riskleri, yatırımın yenilenmesi kararları, kaynakların verimli kullanılması, büyüme, küçülme kararlarının verilebilmesi için bağımsız ve tarafsız kuruluşlarca değerlemeye tabi tutulması gerekir.
Araştırıldığında görüleceği üzere yüzlerce değerleme yöntem ve tekniği geliştirilmiştir. Firmanın bulunduğu sektör, rakipler, ulusal ve uluslararası pozisyonu, faaliyet konusu ile ilgili olarak yasal düzenlemeler, toplumun değer yargıları kullanılacak değerleme yönteminin de seçimini önemli kılmaktadır. Gözardı edilmemesi ve unutulmaması gereken en önemli husus değerlemeyi yapacak kişilerin;
– Bilgi düzeyleri,
– Deneyimleri,
– Sektör hakkındaki bilgileri,
– Bağımsızlığı Toplumun değer yargılarını bilmesi,
– Etki altında kalmayacak kişilikte olmaları,
– Toplum içindeki orunu,
– Yaptığı işler,
– Aldığı görevler,
– Başarıları dikkate alınmalıdır. Okumaya devam et
Devletin fonksiyonlarını yerine getirebilmesi için sahip olduğu mallar ile, hüküm ve tasarrufu altındaki mallara ait mevzuat çok geniş kapsamlı olup konunun yazıyı ilgilendiren bölümüyle hukuki terimlerin açıklamasına ve uygulamasına girilmeden “Ecrimisil” adı altında yapılan ödemelerin kısaca vergi yasaları karşısındaki durumu sonuç olarak ifade edilmeye çalışılacaktır.
Bir malın kamu malı olabilmesi için Devletin, kamu kurumlarının veya mahalli idarelerin (İl Özel İdareleri, Belediyeler) mülkiyetinde olması veya mülkiyetinde sayılması gerekir. Okumaya devam et
Vergi mükellefi olan gerçek kişi (şahıslar) ve tüzel kişilerin (şirketlerin), ticari faaliyetleri sırasında belgelendiremediği çeşitli giderleri vardır. Belgesiz yapılan bir çok harcamadan özellikle şehir içi ulaşımda kullanılan otobüs, dolmuş, posta pulu, jeton vb. giderler için Vergi Usul Kanunu’nun emrettiği fiş, fatura veya benzeri bir belge alma imkanı yoktur. Fatura veya benzeri bir belgeye bağlanamayan bu tür giderlerin defterlere yazılıp yazılamayacağı ve bu gider nedeniyle ödenen KDV’nin indirim konusu yapılıp yapılamayacağı uygulamada sürekli tereddüt yaratmaktadır. Okumaya devam et