Namdar Rahmi Karatay
1896-1953) Gerçek adı Mehmet Namdar olan ve 1896 yılında Konya’da doğan usta şair, soyadını da yine aynı yerde bulunan Karatay Türbesi’nden esinlenerek almıştır. Hukuk okumuş, daha sonra ondaki yeteneği gören bir milli eğitim müfettişinin aracılık etmesiyle, birkaç arkadaşıyla birlikte Fransa’ya gönderilmiştir. Paris’te Sorbonne Üniversitesi’nin Felsefe bölümünü bitiren Karatay, yurtdışına gitmeden önce de, döndükten sonra da Anadolu’nun çeşitli okullarında öğretmenlik yapmıştır.
Eşeğe Gem Vurmayın!
Benim ağzım pek yandı, ama siz dikkat edin,
Yalnız layık olan adama hürmet edin,
Haddini kim bilmezse ona hakaret edin,
Ele alçak durmayın, onu hakikat sanır,
Eşeğe gem vurmayın, kendisini at sanır.
İnsanların kimisi uyuz köpek gibidir,
Kimisi ayı gibi, kimi eşek gibidir,
Tilkiye doğru olmak, hakka sövmek gibidir,
Namerdi okşamayın, onu bir tokat sanır,
Eşeğe gem vurmayın, kendisini at sanır.
Pehpehler, pohpohlarla çok itleri at yaptık,
Uçurduk da göklere alkıştan kanat yaptık,
Hiç yoktan başımıza koca saltanat yaptık,
Üstüne çul vursanız, it onu kanat sanır,
Eşeğe gem vurmayın, kendisini at sanır.
İşini uyduranlar tilki gibi kurnazdır,
Silahı hep yalandır, zekası gayet azdır,
Yalanını tutsanız, fayda yok utanmazdır,
Yüzüne tükürseniz, onu kalafat sanır,
Eşeğe gem vurmayın, kendisini at sanır.
Gösterme karda gez de kimseye izlerini,
Kıymet bilmeyenlere arz etme cevherini,
Varlığını belli et, açmadan her yerini,
Bir hamal kayığını sarhoş bilmez, yat sanır,
Eşeğe gem vurmayın, kendisini at sanır.
Sözü yerinde söyle, demiri tavında döv,
Öveceğin adamı iyi tart da öyle öv,
Söveceğin adamın yüzüne tükür de söv,
Yüzüne tükürmezsen onu iltifat sanır,
Eşeğe gem vurmayın, kendisini at sanır.
Geçti Bor’un Pazarı
Başta kavak yelleri estiği günler hani ?
Beklediğin alaylı şanlı düğünler hani?
Selvi gibi ümitler şimdi döndü birer iğdeye,
Geçti Bor’un pazarı,sür eşeğini Niğde’ye.
Sende cevher var imiş onu herkes ne bilsin.
Kimler böyle bir züğürdün huzurunda eğilsin ?
Şööle bir dairede müdür bile değilsin.
Ne çıkar öğrenmişsin mesahayı pi diye,
Geçti Bor’un pazarı,sür eşeğini Niğde’ye.
Bilmemki ne olmaktı senin gayen,maksadın ?
Fare gibi kitaplar arasında yaşadın.
Ne dans ettin eğlendin,ne sevdin kız kadın,
Kim dedi be hey serseri gençliğine kıy diye ?
Geçti Bor’un pazarı,sür eşeğini Niğde’ye.
Gönül ne çalgı ister,ne eğlence ne de dans,
Ne,güzel kadınların önlerinde reverans.
Kapandıkça kapandı bunca yıldır kahpe şans.
Şimdi İhtiyarlık gölgesi perde çekti dideye,
Geçti Bor’un pazarı,sür eşeğini Niğde’ye.
Fırsatı iyi kolla,olma sakın dangalak,
Ye iç eğlen dünyada keyfine bak,
Sende iç şampanyalar,viskiler bardak bardak,
Dokunuyor üç kadeh şimdi bizim mideye,
Geçti Bor’un pazarı,sür eşeğini Niğde’ye.
Hasanın böreğine vaktinde yetişmeli,
Hiç durmadan gövdeye atıştırıp şişmeli.
Sonrada kavrulmadan mükemmelen pişmeli,
Yoksa seni almazlar hiç bir işe çiğ diye,
Geçti Bor’un pazarı,sür eşeğini Niğde’ye.
Komşunun Tavuğu Kaz Görünür
Bir başa devlet tacı konsa, her şey fetholur,
Kımıldansa bir zafer,öksürse hikmet olur,
Karşısında insanlar hemen iki kat olur,
Parmağını oynatsa, o bir işaret olur,
Apar tapar yürüse herkese kız görünür,
Komşunun tavuğu kaz, karısı kız görünür.
İnsanların gözüne hakikat zor görünür,
Al pembeyi gösterin, onlara mor görünür,
Bazan kara bir marsık kıpkızıl kor görünür,
Ele geçen saadet nolursa hor görünür,
Ağızdaki bir nimet çürük sakız görünür,
Komşunun tavuğu kaz, karısı kız görünür.
İnsan oğlu nedense doymak bilmez bir açtır,
Elin tarlası bitek, kendinin ki kıraçtır,
Elin keçe külahı kendi gözünde taçtır,
Nasıl bağrı yanıktır, hele bir ağız açtır,
Kendi karısı kuru, kızı cılız görünür,
Komşunun tavuğu kaz, karısı kız görünür.
Yeni yeni adamlar çıkar, haberimiz yok,
Onların arasında bizim hiç yerimiz yok,
Amcamız, dayımız yok, demek değerimiz yok,
Fakat bundan ötürü asla kederimiz yok,
Onların hünerleri bize yavuz görünür,
Komşunun tavuğu kaz, karısı kız görünür.
Devletin sofrasına çökmüşler devlet gibi,
Kapışırlar babadan kalma bir servet gibi,
Bütün hısım akraba aramızda set gibi,
Karşıdan bakıyoruz biz üvey evlat gibi,
Başlarında kel olsa bize yaldız görünür,
Komşunun tavuğu kaz, karısı kız görünür.
Hamdolsun esir değil, vatandaşız bizler de,
Bol bol nefes alırız hürriyetle her yerde,
Kimseye sır vermeyiz, derdimizi gizler de,
Fakat bizim lokmamız büyür o aç gözlerde,
Şerbet içsek şampanya, ayran kımız görünür,
Komşunun tavuğu kaz, karısı kız görünür.